Eğitim İzleme Bülteni


2019-20'de Öğrenciler ve Eğitime Erişim

Eğitim İzleme Raporlarında derlediğimiz verileri Eğitim İzleme Bültenlerinde özetliyor, kamuoyuna nitelikli veri kaynağı olmayı ve veri temelli politika üretim süreçlerine katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Eğitim İzleme Bültenlerinin bu sayısında, Eğitim İzleme Raporu 2020’nin beşinci dosyası olan Öğrenciler ve Eğitime Erişim’e yer veriyoruz.

Okulöncesi eğitime erişimde durum ne?

2014-2018 yıllarını kapsayan Onuncu Kalkınma Planı’nda 2018 yılı için 4-5 yaşta brüt okullulaşma oranının yüzde 70 olması hedeflenmişti. Ancak 2019-20 eğitim-öğretim yılı itibarıyla bu hedefe ulaşılamadı. 2019-20 eğitim-öğretim yılında okulöncesi kademesinde, 4-5 yaşta brüt okullulaşma oranı yüzde 54,6. 2019-2023 yıllarını kapsayan On Birinci Kalkınma Planı’nda ise 2018’de yüzde 75,1 olan 5 yaşta net okullulaşma oranının 2023’te yüzde 100’e çıkarılması hedefi yer alıyor.

2019-20 eğitim-öğretim yılında, ülke genelinde okulöncesinde net okullulaşma oranı 3-5 yaşta yüzde 41,8, 4-5 yaşta yüzde 52,4 ve 5 yaşta yüzde 71,2. 2019-20 eğitim-öğretim yılında 3 yaşta yaklaşık 1.137.000 çocuğun, 4 yaşta 886.319 çocuğun okullulaşmamış olduğu görülüyor. 5 yaşta okulöncesi eğitim hizmetlerinden yararlanmayan çocuk sayısı ise 387.272. 5 yaşta okulöncesi eğitim hizmetlerinden yararlanmayan ancak ilkokul kademesinde öğrenim gören çocuk sayısı da 52.210. Çocukların okula hazırlık sürecinden geçmeden ilkokula başlıyor olmaları tüm akademik hayatlarını ve okula uyum süreçlerini etkileyen bir durum.

 

İlkokul ve ortaokul kademelerinde okullulaşma oranlarında durum ne?

İlkokul kademesinde net okullulaşma oranı önceki eğitim-öğretim yılında yüzde 91,9 iken, 2019-20’de yüzde 93,6’ya yükseldi. 2019-20 eğitim-öğretim yılında ortaokul kademesinde net okullulaşma oranı ise yüzde 95,9.

İlköğretim çağındaki çocukların eğitime erişimleriyle ilgili birçok politika uygulandı. Bunların sonucunda eğitime erişimde önemli bir artış gerçekleşti. İlkokul ve ortaokul kademelerine birlikte bakıldığında, önceki yıl yüzde 96,1 olan ilköğretimde net okullulaşma oranı, bu yıl yüzde 97,7 oldu. Ancak, 2019-20 eğitim-öğretim yılı itibarıyla Türkiye’de zorunlu eğitim kademelerinde yüzde 100 okullulaşma hâlâ sağlanabilmiş değil.

 

Ortaöğretimde okullulaşma oranları cinsiyet ve bölgeler ayrımında nasıl farklılaşıyor?

Ortaöğretim kademesinde net okullulaşma oranı 2018-19 eğitim-öğretim yılında yüzde 84,2 iken 2019-20 eğitim-öğretim yılında yüzde 85,0 oldu. Açıköğretim lisesi seçeneği olmasına karşın, ortaöğretimde net okullulaşma oranı hâlâ yüzde 100’den oldukça uzak.

Türkiye genelinde fark kapanmakta olsa da, ortaöğretim kademesinde kız çocukların okullulaşma oranının oğlan çocukların gerisinde kaldığı görülüyor. Ortaöğretimde net okullulaşma oranı kızlar için yüzde 84,9, oğlanlar için 85,2. İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması (İBBS) 1. düzeye göre 12 bölge ayrımında bakıldığında ortaöğretimde net okullulaşma oranının en düşük olduğu bölgeler Güneydoğu Anadolu (yüzde 71,7) ve Kuzeydoğu Anadolu (yüzde 72,8), en yüksek olduğu bölgeler Doğu Karadeniz (yüzde 92,5) ve Batı Anadolu olduğu görülüyor (yüzde 91,2).

 

Ortaöğretim çağında olup açıköğretim liselerinde öğrenim gören öğrenciler

2019-20’de açıköğretim liselerinde kayıtlı olan toplam öğrenci sayısı 2018-19’a göre yüzde 2,1 oranında azalarak 1.361.167 oldu. Bu öğrenciler arasında örgün eğitim çağındaki öğrencilerin yanı sıra yetişkinler de yer alıyor. Açıköğretim liselerine kayıtlı öğrencilerin yüzde 18,2’si (248.280 öğrenci) 14-17 yaş aralığında.

Türkiye’de örgün eğitim çağındaki 14-17 yaş grubu çocukların yüzde 4,9’u açıköğretim liselerine kayıtlı. Açıköğretim liselerine kayıtlı olan 14-17 yaş grubu çocukların yüzde 56,3’ü oğlan, yüzde 43,7’si ise kız.

 

Geçici koruma altındaki çocukların eğitime erişiminde durum ne?

Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü’nün Ocak 2020’de yayımladığı verilere göre, 2019-20 eğitim-öğretim yılında geçici koruma altındaki çocukların okullulaşma oranlarında bir önceki yıla göre artış gerçekleşti. 2018-19 eğitim-öğretim yılında eğitime erişen Suriyeli öğrenci oranı yüzde 61,4 iken, 2019-20 eğitim-öğretim yılında toplamda 684.919 öğrencinin sisteme kayıtlı olduğu ve okullulaşma oranının yüzde 63,3’e yükseldiği görülüyor.

Suriyeli öğrencilerin eğitim kademelerine göre okullulaşma oranı ise okulöncesinde yüzde 30,8, ilkokul kademesinde yüzde 88,8, ortaokul kademesinde yüzde 70,1 ve ortaöğretimde yüzde 32,6. 2018-19 yılı verileriyle kıyaslandığında okulöncesi ve ilkokul kademelerinde okullulaşma oranlarının azaldığı, ortaokul ve ortaöğretim kademelerinde ise arttığı görülüyor. Özellikle 2018-19 yılında ortaokul kademesinde yüzde 57,7 olan okullulaşma oranının 2019-20’de yüzde 70,1’e, ortaöğretim kademesindeki okullulaşma oranının ise yüzde 26,8’den yüzde 32,5’e yükselmesi, kademeler arası geçişte düşüşün azalması bakımından dikkat çekiyor. Özellikle okulöncesi ve ortaöğretimde okullulaşma oranlarının düşüklüğü öğrencilerin eğitime erişimine yönelik özel önlem alınmasına duyulan ihtiyacının devam ettiğini gösteriyor.


Özel gereksinimli çocukların eğitime erişimi

Örgün eğitimde özel eğitim hizmetlerinden yararlanan öğrenci sayısı, 2019-20 eğitim-öğretim yılında önceki yıla göre yüzde 6,8 artarak 425.774 oldu. Özel eğitim hizmetlerinden yararlanan öğrenci sayısı okulöncesi düzeyinde yüzde 2,1 artarak 4.873, ilkokul düzeyinde yüzde 3,9 artarak 159.542, ortaokul düzeyinde yüzde 8,1 artarak 179.877 ve ortaöğretim düzeyinde yüzde 9,7 artarak 81.482 oldu. Artış oranları önceki yılın oranlarıyla kıyaslandığında artış hızındaki azalma dikkat çekiyor. Örneğin, okulöncesi düzeyinde özel eğitim hizmetlerinden yararlanan öğrenci sayısının artış oranı geçtiğimiz yıl yüzde 28,5’ti. Bununla birlikte okulöncesi düzeyinde 789 olan öğrenci sayısı, örgün eğitimin tüm kademelerindeki özel gereksinimli öğrencilerin toplam sayısının yüzde 1,1’ini oluşturuyor.

Çalışan çocukların eğitime erişimi

Mart 2020’de Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından paylaşılan Çocuk İşgücü Anketi sonuçları, 5-17 yaş aralığında çalışan çocuk sayısının 720.000 olduğunu; çalışan çocuk sayısının 5-11 yaş aralığında 32.000, 12-14 yaş aralığında 114.000 ve 15-17 yaş aralığında 574.000 olduğunu gösteriyor. 15-17 yaş aralığında çalışan çocukların oranı 2018 yılında yüzde 18,2 iken, TÜİK verilerine göre bu oranın 2019 yılında 2,5 yüzde puan azaldığı ve yüzde 15,7’ye gerilediği görülüyor. 2018 yılında 15-17 yaş aralığında çalışan oğlan çocukların oranı yüzde 25,7 iken, 2019 yılında bu oranın yüzde 21,7’ye; kız çocukların oranının ise yüzde 10,2’den yüzde 9,4’e geriledi. Çalışan oğlan çocukların oranının kız çocukların oranına göre yüksekliği geçerliliğini korumaya devam ediyor. Eğitime erişime ilişkin verilere bakıldığında çalışan çocukların yüzde 34,3’ünün okula kayıtlı olmadığı dikkat çekiyor.

Anket verileri, çalışma koşullarının çocuklar için olumsuz etkilerini de gösteriyor. Örneğin, aşırı sıcak veya soğukta kalmak; kimyasal madde, zararlı gaz, toz veya dumana maruz kalmak; ağır yük taşımak; gürültü veya sarsıntıyla karşılaşmak; yaralanmak veya sakatlanmak çocukların maruz kaldığı olumsuz çalışma koşulları arasında aktarılıyor.

 
Image

0 212 292 05 42

Image

erg@sabanciuniv.edu

Image

Karaköy / İstanbul