EĞİTİM VERİSİ OKURYAZARLIĞI 

YAZ OKULU BÜLTENİ - I I

Eğitim Reformu Girişimi (ERG), Friedrich Naumann Vakfı Türkiye’nin desteğiyle dokuz uzman ve eğitim alanında çalışan 15 sivil toplum kuruluşundan (STK) 23 katılımcıyı 12-14 Ağustos 2020 tarihlerinde çevrimiçi olarak düzenlenen Eğitim Verisi Okuryazarlığı Yaz Okulu’nda bir araya getirdi.

 

İlk bültende yaz okulunun birinci gününe odaklanıldı. İkinci gün gerçekleşen beş oturumda eğitimin farklı alanlarındaki izleme çalışmaları ve bu çalışmalarla toplanan veriler değerlendirildi. Bültenin ikinci sayısında ise uzmanların bu oturumlarda paylaştığı sunumlar yer alıyor.

Yaz Okulu Web Sayfası
Bültenlerimize Kaydolun

5 Oturumda İkinci Günün İçeriği

 

Eğitimde Çocuk Hakları
Eğitim alanında yapılan tüm izleme ve değerlendirme çalışmalarının insan haklarına ilişkin uluslararası normlar, standartlar ve ilkeler merkeze alınarak yürütülmesi gereklidir. Bu yüzden teması eğitim verisi ve izleme çalışmaları olan ikinci günün ilk oturumu eğitim ve çocuk hakları üzerineydi. Hümanist Büro’dan Avukat Seda Akço oturumda yaptığı sunumda eğitim hakkının gelişim, korunma ve katılım hakkı ile kesişimlerinden söz etti ve Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde yer alan temel ilkeleri (eşitlik, yarar ve bütüncüllük) anlattı.

The Economist dergisi tarafından yayımlanan ve 60 ülkeye ilişkin veriler sunan Gündüz Gözüyle Endeksi’nde (Out of the Shadows Index), Türkiye’de çocukların cinsel istismarına ilişkin veri toplama skoru 100 üzerinden 0 olarak raporlandı. Bu değerin 0 olması, kullanılan yöntem çerçevesinde en olumsuz duruma, kamuya açık bir veri toplanmadığına işaret ediyor.

Kaynak: Eğitim İzleme Raporu 2020: Eğitim Ortamları

 

Eğitimde Mülteci Çocuklar

Eğitimde mülteci çocuklar, kamuoyuyla paylaşılan veri ve göstergelerin sınırlı olduğu alanlardan biri. Mülteci çocuklara ilişkin nitelikli veri ve istatistiklerin artması daha iyi politika oluşturma ve karar almayı, yürürlükteki politika ve programları daha etkili izleme ve değerlendirmeyi ve savunuculuk faaliyetlerinin etkisinin artmasını sağlar. Bu nedenle, kamu kurumlarının yayımladıklarına ek olarak, sahada mülteci çocuklara ilişkin faaliyet yürüten kurumların veri toplama, düzenleme ve analiz çalışmaları büyük önem taşıyor. 

Çalışma grubundaki sunumunda, İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Pınar Uyan-Semerci, eğitimde mülteci çocukların nitelikli eğitime erişimi ve eğitimden kopmalarının önlenmesi için yapılacak izleme ve savunu çalışmalarında teorik çerçeve belirlenmesinin ve nitel ve nicel verinin önemini anlattı.

Oturumun katılımcıları: ERG’den Araştırmacı Merve Mert’in moderatör olduğu çalışma grubunda Anne Çocuk Eğitim Vakfı, Hayata Destek Derneği, Maya Vakfı ve Tarlabaşı Toplum Merkezi'nden katılımcılar yer aldı.

Ocak 2020 verilerine göre Türkiye’de eğitim çağında 1.082.172 Suriyeli çocuk var. 2019-20 eğitim-öğretim yılı itibarıyla bu çocukların yüzde 63,3’ü eğitim kurumlarına kayıtlı.

Kaynak: MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Göç ve Acil Durum Eğitim Daire Başkanlığı Ocak 2020 İnternet Bülteni

Öğretmen Politikaları

Eğitim politikalarının uygulayıcıları olan öğretmenlere yönelik politika ve uygulamalar, öğretmenlerin desteklenmesi ve güçlenmesine ek olarak, eğitimin niteliğinin artmasına da olumlu katkı sağlayacaktır. Bu amaçla, öğretmen politikalarına ilişkin veri ve göstergeler, kanıt temelli politika yapım süreçlerinin ve öğretmenlerin ihtiyaç duyduğu uygulamaların hayata geçmesini sağlayabilir. Çalışma grubundaki sunumunda ERG Politika Analisti Yeliz Düşkün, öğretmen politikaları alanındaki izleme ve değerlendirme çalışmalarında kullanılan veri ve göstergeleri anlattı.

Oturumun katılımcıları: ERG Eğitim Gözlemevi Koordinatörü Burcu Meltem Arık’ın moderatör olduğu çalışma grubunda Başka Bir Okul Mümkün Derneği, Diyarbakır Eğitimi İzleme ve Reform Girişimi, Köy Okulları Değişim Ağı, Öğretmen Ağı ve Öğretmen Akademisi Vakfı'dan katılımcılar yer aldı.

Uluslararası Öğretme ve Öğrenme Araştırması (Teaching and Learning International Survey, TALIS) 2018 verilerine göre, araştırmaya Türkiye’den katılan öğretmenlerin en fazla oranda stres nedeni olarak bildirdikleri konu “öğrenci başarısından sorumlu tutulmak”. Türkiye’de öğrenci başarısında sorumlu tutulduğu için “çok fazla”  veya “sık sık” stres yaşadığını belirten öğretmenlerin oranı yüzde 38,7 iken, bu oran OECD ülkelerinde ortalama yüzde 44,0.

Kaynak: TALIS 2018 Results (Volume II): Teachers and School Leaders as Valued Professionals

 

Özel Eğitim

Dünyada engelli çocukların sadece %10'u eğitime erişebiliyor. Çeşitli nedenlerle kayıt altına alınmayan engelli çocuklara ilişkin verilerin bulunmaması, özel eğitim alanında izleme ve değerlendirme çalışmalarını zorlaştırıyor. Örneğin, Türkiye’de özel eğitime ihtiyacı olan çocukların ne kadarının okula devam ettiği bilinmiyor. Özel eğitim hizmetlerinden yararlanan öğrenci sayısı, ortaokuldan ortaöğretime geçişte önemli ölçüde azalıyor. Çalışma grubunda, Engelli Hakları Aktivisti ve Araştırmacı İdil Seda Ak, bütünleştirme uygulamalarına ilişkin eğitim verilerini, özel eğitim göstergelerini, alandaki araştırma ve çalışmaları anlattı.

Oturumun katılımcıları: ERG’den Araştırma Asistanı Ezgi Tunca’nın moderatör olduğu çalışma grubunda Herkes için Erişilebilir Yaşam Akademisi Derneği, Türkiye Otizm Erken Tanı ve Eğitim Vakfı ve Sulukule Gönüllüleri Derneği’nden katılımcılar yer aldı.

2019-20 eğitim-öğretim yılında özel eğitim hizmetlerinden yararlanan öğrenci sayısı ilkokulda 159.842, ortaokulda 179.877 iken bu sayı ortaöğretimde yüzde 54,7 azalarak 81.482’ye düşüyor.

Kaynak: Millî Eğitim İstatistikleri Örgün Eğitim 2019/’20

 

Sosyoekonomik Eşitsizliklerin Eğitime Etkisi

Sosyoekonomik durum, okul öncesi eğitime erişimden sınıf tekrarına, sosyal duygusal becerilerin gelişiminden sınav başarısına pek çok konuyu etkiliyor. OECD, başarılı eğitim sistemlerinde okullar ve öğrenciler arası sosyoekonomik nedenlerle oluşan farklılıkların düşük olduğunu belirtiyor. Liselere Geçiş Sistemi kapsamında yapılan merkezi sınav sonuçları, sosyoekonomik durum için gösterge olarak kabul edilen anne ve/ya babanın eğitim durumunun öğrenci başarısını etkilediğini gösteriyor.

Diğer yandan, başarı kavramı sadece akademik başarı olarak düşünüldüğünde sosyoekonomik eşitsizliklerle ilgili göstergeler toplumdaki bu yanlış başarı algısını desteklemek için bir araç haline gelebilir. Çalışma grubunda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çocuk Politikaları Koordinatörü Yaprak Sarıışık, sosyoekonomik eşitsizliklerin eğitime etkisini izlemeyi sağlayan göstergeler ve verileri, bunlara ilişkin kavramları ve alanla ilgili sahada yapılan araştırma ve çalışmaları anlattı.

Oturumun katılımcıları: ERG’den Araştırmacı Özgenur Korlu’nun moderatör olduğu çalışma grubunda Diyarbakır Eğitimi İzleme ve Reform Girişimi, Kalkınma Atölyesi, Maya Vakfı ve Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’ndan katılımcılar yer aldı.

Türkiye’de sosyoekonomik olarak dezavantajlı öğrenciler arasında okulöncesi eğitim almamış ya da bir yıldan az süre okulöncesi eğitime devam etmiş olma oranı yüzde 54,4 iken, avantajlı öğrenciler için bu oran yüzde 13,8’dir. OECD ülkeleri ortalamasında ise iki grup arasındaki fark 6,8 yüzde puana kadar düşüyor.

Kaynak: PISA 2018 Results (Vol. 5): Effective Policies, Successful Schools

Yaz Okulu Web Sayfası
Bültenlerimize Kaydolun

Bizi Takip Edin

0 212 292 05 42

erg@sabanciuniv.edu

Karaköy / İstanbul