Eğitim İzleme Raporlarında derlediğimiz verileri Eğitim İzleme Bültenlerinde özetliyor, kamuoyuna nitelikli veri kaynağı olmayı ve veri temelli politika üretim süreçlerine katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Eğitim İzleme Bültenlerinin bu sayısında, Eğitim İzleme Raporu 2021’in ikinci dosyası olan Eğitim Ortamları’na yer veriyoruz. COVID-19 salgını 2020-21 eğitim-öğretim yılında eğitimi nasıl etkiledi? ![]() Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) verilerine göre 21 Eylül-31 Mayıs 2021 tarihleri arasında hafta sonlarını ve tatil günlerini çıkarınca Türkiye’de okullar COVID-19 salgını nedeniyle 55 gün kapalıydı. Türkiye, 16 Mart 2020-31 Mayıs 2021 tarihleri arasında Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri içinde Meksika’dan sonra okulların en uzun süre kapalı kaldığı ikinci ülke oldu. ![]() Eğitimin paydaşları dijital eğitim ortamlarını nasıl deneyimliyorlar? ![]() MEB tarafından yayımlanan Küresel Salgın Döneminde Uzaktan Eğitim İzleme ve Değerlendirme Raporu 2020’de, TRT EBA TV’de yayımlanan ders videolarının, araştırmaya katılan öğrencilerin yüzde 82’si, öğretmenlerin ise yüzde 83’ü tarafından takip edildiği ifade ediliyor. Çocuğunun ders anlatım videolarını takip ettiğini belirten veli oranı ise yüzde 85. “Uzaktan eğitim etkinlikleri yeni eğitim öğretim yılında da devam etmelidir” görüşüne katılan öğrencilerin oranı yalnızca yüzde 38. Raporda, ders anlatım videolarıyla ilgili görüşler genel olarak dikkate alındığında, içeriklerin ders özelinde gözden geçirilmesine ve geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğu tespiti yapılıyor.
|
Üst politika belgelerinde okulun kurumsal ortamına ilişkin göstergeler
MEB 2019-2023 Stratejik Planı’nda derslik başına düşen öğrenci sayısı ve ikili eğitim yapan okul oranı göstergelerinde 2015-2018 dönemine göre iyileşme gözlendiği belirtilirken göstergelerde bölgeler ve iller arası farklılıkların sorun olduğunun altı çiziliyor. Göstergeleri mekânsallaştırmaya yönelik adım ise şu şekilde ifade ediliyor: “Buradan hareketle ülke genelinde ortalamaya göre değil de belli bir standarda göre izleme yaparak bölgesel farklılıkların etkin izlenmesi için 2019-2023 döneminde ‘derslik başına düşen öğrenci’ yerine ‘öğrenci sayısı 30’dan fazla olan şube oranı’ göstergesi, ‘ikili eğitim yapan okul oranı’ göstergesi yerine de ‘ikili eğitim kapsamındaki okullara devam eden öğrenci oranı’ göstergesine yer verilmesi uygun görülmüştür.” MEB 2019-2023 Stratejik Planı’nda öğrenci sayısı 30’dan fazla olan şube oranları 2021 yılı için ilkokul kademesinde yüzde 18 olarak belirlendi.
MEB 2021 Yılı Performans Programı’nda tekli eğitimde performans göstergeleri oranları, tüm eğitim kademelerine göre yıl sonu tahminleriyle yayımlandı. Bu göstergelere göre ilkokulda tekli eğitimdeki öğrenci oranı hedefi 2020 için yüzde 75,0 iken performans yüzde 63,21’le 11,79 yüzde puanla hedeflenenden geride kaldı. Ortaokul kademesi için performans yüzde 71,54’le yüzde 73,0 hedefine yaklaştı. Genel ortaöğretimde yüzde 96,9’luk hedef gerçekleştirildi.
Kırsalda eğitime ilişkin durum nedir?
Türkiye genelinde kırsalda, okulöncesi eğitimde 4.855 okul, 10.1873 öğrenci, 7.436 öğretmen ve 7.472 derslik bulunuyor. İlkokul kademesinde, 5.574 köy okulu, okula devam eden 271.196 öğrenci, 22.918 öğretmen ve 26.270 derslik bulunuyor. Ortaokul kademesinde bu sayı 2.781 okul, 285.402 öğrenci, 26.375 öğretmen, 15.138 derslik şeklindedir. Son olarak ortaöğretim kademesinde ise 225 okul, 34.108 öğrenci, 3.767 öğretmen ve 2.598 derslik kırsalda eğitime dahildir. Ortaöğretim hariç tüm kademelerde Güneydoğu Anadolu en fazla köy okuluna sahip bölgedir. Ortaöğretim kademesinde ise en fazla köy okulu Doğu Karadeniz Bölgesi’nde bulunuyor. Güneydoğu Anadolu Bölgesi ayrıca kırsalda eğitimde sorunların en sık gündeme geldiği bölgelerden biridir.
İklim krizi ve eğitim ortamlarının geleceği
Eğitime yönelik üst politika metinlerinde doğrudan iklim krizine yönelik hedefler yer almıyor, ihtiyaçlar tanımlanmıyor. Üst politika metinlerindeki bu eksiklik COVID-19 salgınıyla da ilişkilendirilebilir. Salgın tüm dünya için öngörülemeyen bir gelişme olabilir ancak iklim krizi ve olası etkileri ve afetler 30 yılı aşkın süredir hem dünya hem Türkiye kamuoyunun gündeminde yer alıyor. Bu nedenle, Türkiye’de eğitimi içeren bütün politika ve kararlarda kriz öngörüsü bulunmalı ve krizlere karşı dayanıklı eğitim ortamları için tedbirler alınmalıdır. İklim krizinin yaratabileceği afetlerin hangi bölgelerde ne şekilde yaşanacağı, eğitim ortamlarını nasıl etkileyeceği, kaç öğrenciyi etkileyeceği, göç edilen coğrafya eğilimleri ve göç edilen yerlerdeki eğitim ortamlarının kapasitesinin göçmenleri taşıma durumuna ilişkin fizibilite çalışmaları yapılması büyük önem taşıyor.
Eğitim İzleme Raporu
Bizi Takip Edin
0 212 292 05 42
erg@sabanciuniv.edu
Karaköy / İstanbul