Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 30 Eylül’de yayımladığı 2024-25 eğitim-öğretim yılı örgün eğitim istatistiklerine göre, zorunlu eğitim çağında olmasına karşın yaklaşık 611 bin 612 çocuk eğitim dışında. Taşımalı eğitim ve pansiyonlu okullardan yararlanan öğrenci sayısı ile okul öncesi eğitimdeki öğrenci sayısı ve okullulaşma oranı azaldı.
MEB’in 2024-25 eğitim öğretim yılı istatistiklerinden hareketle hazırlanan bu ön değerlendirmede, bir önceki eğitim-öğretim yılıyla karşılaştırmalı olarak eğitim dışındaki çocuk sayısı, derslik sayıları ve ikili eğitim oranları, taşımalı eğitim ve pansiyon hizmetlerinden yararlanan öğrenci sayıları, erken çocukluk eğitimi, özel eğitim ve öğretmenlere ilişkin veriler ele alınıyor. İstatistiklerin ayrıntılı analizine ise kasım ayında yayımlanacak Eğitim İzleme Raporu 2025’te yer verilecek.
Eğitim dışındaki çocuk sayısı 14 yaştan itibaren artıyor
2024-25 eğitim-öğretim yılında eğitim dışındaki çocuk sayısı bir önceki yıla göre benzer seviyededir. Zorunlu eğitim çağında olan çocukların (6-17 yaş) yaklaşık 611 bin 612’si eğitim dışındadır.¹ Eğitim dışındaki çocukların %55,7’si oğlan, %44,3’ü ise kız çocuktur. Bir önceki yıl 612 bin 814 çocuk eğitim dışındaydı (%53,6’sı oğlan, %46,4’ü kız çocuk).
Son iki yılın verileri, oğlan çocukların kızlara kıyasla eğitim dışına daha yoğun bir şekilde çıktığını gösteriyor. Bu durum, zorlaşan ekonomik koşulların ve krizin oğlan çocukların eğitim dışına çıkmasına daha fazla yol açtığı şeklinde yorumlanabilir. 15-17 yaşta işgücüne katılım oranı %24,9’dur ve oğlan çocukların (%35,6) istihdama katılımı kız çocuklara (%13,7) kıyasla daha yüksektir.² Öte yandan, kız çocuklar istihdam istatistiklerinde görülmeyen ev içi emek ve çocuk yaşta, erken ve zorla evlilikler nedeniyle eğitim dışında kalmaya devam ediyor.
Yaş gruplarına göre bakıldığında, 6-9 yaş grubunda yaklaşık 77 bin 400, 10-13 yaş grubunda yaklaşık 93 bin 362, 14-17³ yaş grubunda ise yaklaşık 440 bin 850 çocuğun eğitim dışında olduğu görülüyor.
Derslik sayıları nasıl değişti?
2024-25’te toplam derslik sayısı geçen yıla göre %1,4 artarak 753 bin 571 oldu. Artış oranı resmi kurumlarda (%1,7) özel öğretim kurumlarına kıyasla (%0,4) daha yüksektir. Kademelere göre bakıldığında artışın en fazla okulöncesi eğitimde olduğu görülüyor; bu kademede derslik sayısı 5 bin 954 artarak %10,4 yükseldi. Okulöncesindeki artışın yanı sıra, ilkokulda %1,2 ve ortaokulda %0,7 oranında bir artış yaşandı. Ortaöğretimde toplam derslik sayısı anlamlı bir değişim göstermemekle birlikte, programlara göre incelendiğinde dini öğretimde %0,9, mesleki ve teknik ortaöğretimde ise %0,2’lik bir artış vardır. Buna karşın, genel ortaöğretimdeki derslik sayısı %0,5 oranında azaldı.
Öğrencilerin tam gün eğitim yerine sabahçı ve öğlenci olarak yarım gün eğitim gördüğü ikili eğitim sorunu, derslik ihtiyacının karşılanmasıyla birlikte çözülebilir. Bu konuda kamuoyuyla paylaşılan en güncel veriler 2023 yılına ait olup, ilkokulda öğrencilerin %42,5’inin, genel ortaokulda %35,6’sının, imam hatip ortaokulunda %12,2’sinin, genel ortaöğretimde %3,4’ünün, imam hatip liselerinde %1,3’ünün ve mesleki ve teknik ortaöğretimde ise %1,7’sinin ikili eğitim yapılan okullara kayıtlı olduğunu gösteriyor. Bu tablo, özellikle ilkokul ve ortaokullarda derslik ihtiyacının öne çıktığını ortaya koyuyor.
2024-2025 eğitim öğretim yılında artan derslik sayısı ikili eğitim oranlarını düşürebilir. 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri sonrası afet bölgesindeki artan derslik ihtiyacının karşılanması da ikili eğitim oranlarında iyileşme sağlayabilir. Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in açıklamasına göre,⁴ afet bölgesindeki 11 ilde depremden önce 119 bin 200 derslik bulunuyordu; depremle birlikte 10 bin derslik yıkıldı veya kullanılamaz hâle geldi. Bu durum özellikle bölgede ikili eğitim yapılan okul sayısını artırmıştı. 2025-2026 eğitim öğretim yılında ise bu illerdeki derslik sayısı 137 bin 886’ya çıkarıldı ve depremden önceki derslik sayısı yaklaşık %16 artırılmış oldu.⁵
Taşımalı eğitim ve pansiyon hizmetlerinden yararlanan öğrenci sayısı azalıyor
2024 yılında Taşıma Yoluyla Eğitime Erişim Yönetmeliği değiştirildi ve kırsal bölgelerde taşımalı eğitimden yararlanacak öğrencilerin okula uzaklık sınırı 50 km’den 30 km’ye indirildi.⁶ Bu düzenleme, evi okula 30 km’den uzak olan çocukların eğitime eşit ve kapsayıcı biçimde erişimini engelleyeceği gerekçesiyle kamuoyunda eleştirilmişti. Bakanlık ise bu öğrencilerin pansiyonlu okullara yönlendirileceğini ve pansiyonlarda kalmalarının teşvik edileceğini duyurmuştu. Ayrıca, 2022-2024 yılları arasında yürütülen Pansiyonları İyileştirme ve Geliştirme Projesi’yle, (PİGEP) pansiyonlu okullarda kalan çocukların akademik, sosyal ve duygusal gelişimlerini desteklemek amacıyla okulların fiziki yapısı ile sosyal ve kültürel etkinliklerin geliştirilmesi hedefleniyordu.⁷
2024-2025 eğitim-öğretim yılında ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim kademesinde taşımalı eğitimden yararlanan toplam öğrenci sayısı, önceki yıla göre %16,2 azalarak 846 bin 168 oldu. İlkokul kademesinde taşınan öğrenci sayısı %7,2 azalarak 240 bin 48’e, ortaokulda taşınan öğrenci sayısı %8,8 azalarak 324 bin 603’e ve ortaöğretimde taşınan öğrenci sayısı ise %28,6 azalarak 281 bin 517’ye düştü. Bu veriler, yönetmelik değişikliğinin taşımalı eğitimden yararlanan öğrenci sayısında azalmaya neden olduğunu ortaya koyuyor. Ancak, yayımlanan veriler, yalnızca taşınan öğrenci sayısının değil, pansiyonlarda kalan öğrenci sayısının da düştüğünü gösteriyor. 2024-2025 eğitim-öğretim yılında pansiyonda kalan öğrenci sayısı bir önceki yıla göre %7,9 azalarak 244 bin 666 oldu. Bu durum, taşımalı eğitimden yararlanamayan birçok öğrencinin pansiyonlu okullara da yönelmediğini gösteriyor olabilir. Dolayısıyla, taşımalı eğitimden yararlanamayan ve pansiyonlu okullarda kalmayan çocukların eğitime erişimlerinin yakından izlenmesi kritik önem taşıyor. Çocukların eşit ve kapsayıcı şartlarda eğitime ulaşabilmesi için pansiyonların iyileştirilmesinin yanı sıra, yönetmelikteki 30 km sınırının yeniden düzenlenmesi ve kırsal bölgelerde kapatılan okulların tekrar açılması gerekiyor.
Okulöncesi eğitimde öğrenci sayısı ve net okullulaşma oranları azaldı
Okulöncesi eğitimdeki öğrenci sayısı, 2023-24 eğitim-öğretim yılında 1 milyon 954 bin 202 iken 2024-25’te 1 milyon 741 bin 314’e düştü. Okulöncesindeki öğrenci sayısı, 2022-23 eğitim-öğretim yılından bu yana geriliyor. Bu düşüşle bağlantılı olarak, 5 yaşta okulöncesi eğitim net okullulaşma oranı 1,8 yüzde puan düşerek %82,5 oldu. 3-5 yaşta okulöncesi net okullulaşma oranı %51,9’dan %49’a ve 4-5 yaşta ise %64’ten %60,8’e geriledi.
Okulöncesinde öğrencilerin kurum türlerine göre dağılımına bakıldığında, bir önceki yıla kıyasla en keskin değişikliğin resmi anaokulları ile ilköğretim okullarına bağlı resmi anasınıflarında olduğu görülüyor. Resmi anaokullarındaki öğrenci sayısı, 788 bin 557’den 482 bin 161’e geriledi ve bir önceki yıla kıyasla %38,9 azaldı. İlköğretim okullarına bağlı anasınıflarındaki öğrenci sayısı, ise 598 bin 125’ten 753 bin 982’ye yükselerek 2023-24 eğitim-öğretim yılı verilerine kıyasla %26,1 arttı.
Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı 4-6 yaş kurslar, belediyelerce ve derneklerce açılan kreşlerin yer aldığı kurum türü olan toplum temelli kurumlara kayıtlı öğrenci sayısı ise önceki yıla göre %24,9 artış gösterdi ve 152 bin 983’e yükseldi. 2023-24 yılında, bir önceki yıla kıyasla öğrenci sayısı ciddi artış gösteren üç kurum türünde ise (3-6 yaş oyun odası kurs programı, çocuk destek eğitimi kurs programı ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 191. maddesine göre açılan kurumlar) öğrenci sayıları sert şekilde geriledi. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 191. maddesine göre açılan kurumlardaki öğrenci sayısı, 2024-25 eğitim-öğretim yılında, bir önceki yıla kıyasla ı %75,8 azalarak 41 bin 462’den 10 bin 43’e geriledi. 3-6 yaş oyun odası kurs programındaki öğrenci sayısı %83,8 azalarak 32 bin 921’den 5 bin 336’ya ve çocuk destek eğitimi kurs programındaki öğrenci sayısı ise %74,6 azalarak 7 bin 130’dan bin 810’a düştü.
Özel eğitim alan öğrenci sayısı arttı
2024-25 eğitim-öğretim yılının istatistikleri, örgün eğitimde özel eğitim hizmetlerinden yararlanan öğrenci sayısının %7,7’lik artışla 602 bin 725’e çıktığını gösteriyor. Bu artış özel eğitim hizmetlerinin kapsamının giderek genişlediğini ortaya koyduğu için olumludur. Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde belirtildiği üzere, özel eğitim öğrencilerinin eğitimlerine “en az sınırlandırılmış” eğitim ortamlarında devam etmeleri esastır; bu da mevcut durumda kaynaştırma eğitimiyle gerçekleştirilebiliyor. 2024-25 eğitim-öğretim yılında okulöncesi kademesindeki öğrencilerin %11,5’i kaynaştırma yoluyla eğitim aldı, bu oran geçtiğimiz seneden 0,7 yüzde puan düşüktür. İlkokul özel eğitim öğrencilerinin %76,2’ü, ortaokuldakilerin %80’i, ortaöğretimde ise öğrencilerin %77,3’ü kaynaştırma yoluyla eğitim alıyor; bu oranlar geçen seneki oranlara yakındır.
Emekli olan öğretmen sayısı azaldı
2024-25’teki öğretmen sayısı 1 milyon 187 bin 409’dur. Öğretmenlerin %94,6’sı kadrolu, %5,4’ü sözleşmeli olarak çalışıyor. Cinsiyet dağılımına göre öğretmen oranlarına bakıldığında oranların geçtiğimiz seneye çok yakın olduğu görülüyor: Öğretmenlerin %61,7’si kadın, %38,3’ü erkektir. Toplam öğretmen sayısı bir önceki seneye kıyasla %1,6 artış gösterdi. 2023-24’te artış oranı %1,3’tü. 2023-24’te yapılan atama sayısı 50 bin 348, Bakanlık kadrolarından ayrılan öğretmen sayısı ise 23 bin 670’ti (2 bin 772 istifa, vefat vd., 20 bin 898 emeklilik). 2024-25’te 20 bin 126 atama yapılmasına rağmen, öğretmen sayısındaki artışın oransal ve sayısal olarak daha fazla olmasının sebeplerinden birinin emekli olan öğretmen sayısındaki düşüş olduğu söylenebilir. 2024-25’te Bakanlık kadrolarından ayrılan öğretmen sayısı 10 bin 889’dur; bu sayının yalnızca 8 bin 776’sı emekli olan öğretmenlerdir. Bu durum da öğretmen emekli maaşlarının düşüklüğü ve ekonomik krizle ilişkilendirilebilir.
2023-24’te olduğu gibi 2024-25’te de öğretmenlerin yaklaşık %15,0’i özel öğretim kurumlarında çalışıyor. Bu kurumlardaki öğretmen sayısı önceki yıla göre %1,3 artış gösterdi. Özel öğretim kurumu sayısı ise %2,4 oranında arttı. 2023-24 verilerine göre 79 ilde ücretli öğretmen sayısı 72 bin 723’tü. 2024-25’te bu sayı 78 ilde 86 bin 136 oldu.⁸ Ücretli öğretmenlik uygulaması hem öğrencinin hem öğretmenin iyi olma hâlini olumsuz etkiliyor. Hızlı müdahale edilmesi gereken durumlarda kısa süreyle görevlendirilmeleri esas olan ücretli öğretmenlerin sayısının bu sene artmış olması, ücretli öğretmenlik mekanizmasının kaldırılması beklentisinin tersine bu uygulamaya daha da sık başvurulduğunu gösteriyor.
Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması tüm çocukların eğitime erişmesiyle mümkün
Sosyoekonomik arka plandan bağımsız tüm çocuklar için fırsat eşitliğinin sağlanması, çocukların hayata daha adil bir başlangıç yapabilmesi ve toplumda derinleşen eşitsizliklerin azalması açısından kritiktir. Okulöncesi eğitimde azalan öğrenci sayıları ve okullulaşma oranları, tüm çocukların eşit ve adil bir başlangıç yapamadıklarını ortaya koyuyor. Çocuklar, ortaöğretimde ve özellikle 15 yaş itibarıyla daha yoğun bir şekilde eğitim dışına çıkıyorlar. Her dört çocuktan birinin işgücüne katıldığı bir ekonomik ortam, çocukların eğitimden kopmasına neden oluyor ve onları risklere karşı daha korunmasız hâle getiriyor. Dezavantajlı çocukların gerek eğitimlerinin başında gerekse ilerleyen yıllarda desteklenmesi ve onlara sunulan eğitim hizmetinin niteliğinin artırılması hayata eşit bir başlangıç için önemlidir.
Referanslar
¹ Eğitim dışındaki çocuk sayısı hesaplanırken yalnızca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı çocuklar değerlendirilmeye dahil edilmiştir; geçici, uluslararası koruma ve ikamet izniyle Türkiye’de yaşayan çocuklar bu hesaplama dışında tutulmuştur.
² https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Istatistiklerle-Cocuk-2024-54197#:~:text=T%C3%BCrkiye%20n%C3%BCfusunun%20%25%2C5',7'sini%20k%C4%B1z%20%C3%A7ocuklar%20olu%C5%9Fturdu.
³ MEB tarafından düzenli olarak yaşa göre okullulaşma oranları paylaşıldığı için doğum yıllarına göre okullulaşma oranları hesaplamak ve bu yolla ilgili yılda doğan çocukların okullulaşma oranlarını yıldan yıla izlemek mümkündür. Ancak, 2012-13'te yapılan değişiklik sonucu 3 ay öne çekilen okula başlangıç yaşı, 2007 yılı doğumlu yaş grubunun azımsanmayacak bir bölümünün bir yıl daha erken bir şekilde Haziran 2024'te liseden mezun olmasına neden olmuştur. Bu yılki verilerde, yaşa göre net okullulaşma oranlarına üniversite öğrenimi gören çocuklar dahil edilmemiş ve bu durum özellikle 17 yaşındaki çocukların önemli bir bölümünün eğitim dışında görülmesine neden olmuştur. Bu nedenle 14-17 yaş grubunda eğitim dışındaki çocuk sayısı hesaplanırken, önceki yıllardan farklı olarak, ortaöğretimde net okullulaşma, ortaöğretimde düzeltilmiş net okullulaşma ve 14-17 yaş net okullulaşma oranları üzerinden bir analiz yapılmıştır.
⁴ https://meb.gov.tr/bakan-tekin-adiyamanda-okul-acilisina-katildi/haber/38445/tr
⁵ https://meb.gov.tr/bakan-tekin-adiyamanda-okul-acilisina-katildi/haber/38445/tr
⁶ https://meb.gov.tr/tasima-yoluyla-egitime-erisim-hukumlerini-duzenleyen-yonetmelik-resm-gazetede/haber/34405/tr
⁷ https://ogm.meb.gov.tr/www/pansiyonlari-iyilestirme-ve-gelistirme-projesi/icerik/2072
⁸ https://turkegitimsen.org.tr/2024-2025-egitim-ogretim-yilinda-ucretli-ogretmen-sayisi-78-ilde-86-bin-136ya-yukseldi/

Kayıhan Kesbiç
Politika Analisti
2017 yılında Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun oldu. Aynı bölümde ilk yüksek lisans derecesini aldı. 2019-2020 akademik yılında Jean Monnet bursiyeri olarak Kent Üniversitesi’nde Uluslararası Göç alanında ikinci yüksek lisansını tamamladı. ERG’de Politika Analisti olarak çalışan Kesbiç, mülteci çocukların eğitimine ve yoksulluğun eğitime etkilerine yoğunlaşıyor.

Gülen Naz Terzi
Araştırmacı
2020 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nden mezun oldu. 2023’te Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde kağıt atık işçileri üzerine yüksek lisansını tamamladı. İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde proje asistanlığı yaptı. 2019’dan beri sivil toplum alanında çeşitli vakıflarda ve projelerde göçmenlerle beraber gönüllü faaliyetlerde bulunuyor. 2024’te ERG ekibine katıldı.

Ekin Gamze Gencer
Kıdemli Politika Analisti
2009 yılında Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji bölümünden mezun oldu. Sonrasında Columbia Üniversitesi’nde Sosyokültürel Antropoloji bölümünde yüksek lisans yaptı. ERG Eğitim Gözlemevi’nde Kıdemli Politika Analisti olarak çalışan Gencer, özel eğitim, yönetişim ve iklim krizi alanlarındaki eğitim politikalarını izliyor, tüm çocukların eğitim hakkının güvence altında olmasına yönelik savunuculuk çalışmalarını yürütüyor.
Bu İçerikler İlginizi Çekebilir