
Eğitim İzleme Raporu 2020: Öğretmenler dosyasında, son bir yılda öğretmen politikaları alanında yaşanan gelişmeler değerlendiriliyor. Mart 2020’de Türkiye’de ilk COVID-19 vakasının saptanmasını takip eden süreçte eğitim alanında yaşananlar, öğretmenlere etkisi bakımından ele alınıyor. Dosya kapsamında öğretmenlerle yapılan birebir görüşmeler ve yuvarlak masa toplantılarının yanı sıra çeşitli kurumların öğretmenlere uyguladıkları anketler aracılığıyla derledikleri verilerden yararlanılıyor.
Bu yayına şu şekilde referans veriniz: Koyuncu, F. ve Düşkün, Y. (2020). Eğitim izleme raporu 2020: Öğretmenler. Eğitim Reformu Girişimi. https://www.egitimreformugirisimi.org/egitim-izleme-raporu-2020-ogretmenler/
Salgın öğretmenleri nasıl etkiliyor?
Öğrenme ve öğretim süreçlerinin kilit aktörleri olan öğretmenler, uzaktan eğitim sürecinden, psikososyal destek ve dijital okuryazarlık ihtiyacı, öğrencilere ulaşabilmek, canlı dersleri yürütebilmek başta olmak üzere çok çeşitli açılardan etkilendiler.
Salgın sürecinin etkileri tüm öğretmenler için aynı olmadı. Okullarındaki öğrencilerin dijital araç gereçlere ulaşım düzeyleri, dijital araç gereçlere yönelik yeterlikleri, uzaktan eğitim için gerekli olan teknopedagojik alan bilgilerinin farklılıkları, kendilerinin ve öğrencilerinin yaşam koşulları ve kendilerine sağlanan destek mekanizmaları öğretmenlerin bu süreçteki deneyimlerini derinden etkiledi.
Uzaktan eğitimin başlangıcından bu yana koronavirüsten etkilenen eğitim sistemini izlemeye aldık. Alanda yaşanan gelişmeleri yakından izleyip, analizlerimizi ERG Blog’da “Türkiye’de Koronavirüsün Eğitime Etkileri” başlıklı yazı dizimizde paylaştık.
Teknopedogojik Alan Bilgisi
Eğitim-öğretim süreçlerinde alana özgü olarak kullanılabilecek araçlara ve bu araçların öğrenmeye nasıl etki edeceğine yönelik bilgidir (matematik, fen bilimleri, İngilizce vb.). Bu bilgi türü, pedagojik alan bilgisi, teknolojik alan bilgisi ve teknolojik pedagojik bilginin biraradalığıyla sağlanabilir.
Salgın süreci öğretmenlerin mesleki gelişimine etki ediyor
Dijital becerilerde ve uzaktan eğitim teknolojilerinin etkin kullanımında güçlenme ihtiyacı salgın koşullarında daha belirgin hale geldi. Bu gibi ihtiyaçlar yerleşim yeri, sınıf kademesi ve okulun özellikleri gibi çok çeşitli nedenlerle öğretmenden öğretmene değişebiliyor.
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından salgın koşullarına özel olarak sunulan mesleki gelişim çalışmaları bulunuyor. Bunlardan biri MEB ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) işbirliğinde hazırlanan “Öğretmenlerin Kapsayıcı Eğitim Bağlamında Uzaktan Eğitim Süreçlerinde Tasarım ve Yönetim Becerilerinin Geliştirilmesi Eğitimi Kursu”. Bu eğitimi Ekim 2020 itibarıyla yaklaşık 150.000 öğretmen tamamladı ve 2021 yılında tüm öğretmenlerin alması hedefleniyor.
Canlı ders uygulaması, uzaktan eğitim sürecinde öğretmenlerin öğrencileriyle birebir iletişim kurmalarında önemli bir araç

Okula dönüş sürecinde öğretmenler neler yaşıyorlar?
Seyreltilmiş sınıf mevcudu uygulaması nedeniyle ilkokullarda bir öğrenci haftada iki gün okula giderken, öğretmenler iki ayrı gruba ikişer gün yüz yüze eğitim verdiği için toplam dört gün yüz yüze eğitim vermeye başladılar.
Öğretmenlerin okula dönüş sürecindeki etkisini ve rolünü, Uzun Hikâye yazı dizisinin Okula Dönüşün Zorlu Problemleri başlıklı bölümünde öğretmen deneyimleriyle ele aldık. Öğretmenlerin yüz yüze eğitimin başlamasıyla en çok yaşadıkları zorluklardan biri, hazırbulunuşlukları farklı olan öğrencilerin olduğu gruplarla derslerin yürütülmesi oldu. Okulların kapalı olduğu süreç uzadığında öğrencilerin öğrenme kayıplarının artacağı, özellikle öğrenme güçlüğü olan öğrenciler ve engelli öğrencilerin uzaktan öğrenme döneminde sorunlar yaşayacağı öngörülen durumlardı.
Salgın, öğrencinin ve öğretmenin iyi olma halini ön planda tutmak gerektiğini daha belirgin biçimde gösteren koşullar ortaya çıkardı

İşe bağlı yaşanan stres ve tükenmişlik, öğretmenin iyi olma haliyle sıkı bir ilişki içinde
Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı
Türkiye’de kademeler bazında ve kamuya bağlı okullar ile özel okullar arasında öğretmen başına düşen öğrenci sayıları arasındaki farklar dikkat çekici düzeyde. Mesleki ve teknik ortaöğretim haricinde, tüm kademelerde özel okullarda öğretmen başına düşen öğrenci sayısı kamuya bağlı okullara kıyasla oldukça düşük.
Öğretmenler maaşlarından memnun mu?
Ücretli öğretmenliğe duyulan ihtiyacın tamamen ortadan kaldırılması gerekir
MEB 2019-2023 Stratejik Planı’na göre %8 olan ücretli öğretmen oranının 2023 sonunda %5,5’e düşürülmesi hedefleniyor. Ücretli öğretmenlik maaş ve diğer özlük hakları başta olmak üzere birçok açıdan sözleşmeli ve kadrolu öğretmenlikten farklılık gösteriyor. Sistemdeki ücretli öğretmen sayısının azaltılması olumlu yönde bir çaba olsa da, tüm öğretmenlerin eşit statüye sahip olması için ücretli öğretmenliğe duyulan ihtiyacın tamamen ortadan kaldırılması gerekir.
2019-20 eğitim-öğretim yılında resmi ve özel kurumlarda görev yapan toplam öğretmen sayısı 1.117.686
Öğretmenlerin %84,4’ü resmi, %15,6’sı özel kurumlarda görev yapıyor. Özel kurumlarda görev yapan öğretmenlerin oranı %38,2’yle en yüksek genel ortaöğretimde. Onu %24,6’yla okulöncesi düzeyi takip ediyor.
Pedagojik formasyon eğitimi sertifika programları kaldırıldı
Pedagojik formasyon uygulamasının kaldırılması 2023 Eğitim Vizyonu’nda bir hedef olarak yer alıyordu. Hayata geçirilecek olan tezsiz yüksek lisans düzeyindeki “Öğretmenlik Meslek Bilgisi Tezsiz Yüksek Lisans Programı”nın ana hatları Temmuz 2020’de kamuoyuyla paylaşıldı. Böylece pedagojik formasyon uygulaması tamamen kaldırıldı.
Öğretmen Destek Merkezlerinin (ÖDM) 2021 yılında faaliyete geçmesi planlanıyor.
Kasım 2019’da MEB tarafından il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinden bağımsız bir yapıda, doğrudan MEB’e bağlı, 81 il ve 957 ilçede Öğretmen Destek Merkezlerinin (ÖDM) kurulacağı kamuoyuyla paylaşılmıştı. Temmuz 2020’de yönetmelik çalışmaları tamamlandı. Pilot uygulamalarına Şubat 2020’de başlanan ÖDM’lerin 2021 yılında İzmir, İstanbul ve Mersin’de hayata geçirilmesi hedefleniyor.
Eğitim İzleme Raporu 2020: Öğretmenler Paneli
ERG Sözlük
ERG Sözlük
e-Twinning Programı
Avrupa ülkelerindeki okullarda çalışan öğretmenlerin iletişim kurmaları, işbirliği yapmaları, birlikte projeler geliştirmeleri için oluşturulmuş bir topluluktur. Türkiye bu programa 2009 yılında katıldı.
(Kaynak: http://etwinning.meb.gov.tr/etwnedir/ , Eğitim İzleme Raporu 2020 | Öğretmenler)
Klinik Öğretmen Eğitimi
Öğretmen adaylarının okul topluluğunun bir parçası olmasını sağlayan, K-12 düzeyinde öğrencilerin öğrenme süreçlerinin bir paydaşı olmalarını sağlayan, derinlemesine klinik deneyimler yaşamalarına olanak tanıyan, uygulamaya dayalı bir öğretmen hazırlama modeli.
(Kaynak: Dani, D. E., Hallman-Thrasher, A., Harrison, L. M., Diki, K., Felton-Koestler, M. Kopish, M., Dunham, J. ve Harvey, L. W. (2018). T. E. Hodges ve A. C. Baum (ed.), Handbook of Research on Field-Based Teacher Education içinde (s. 117-141). IGI Global. , Eğitim İzleme Raporu 2020 | Öğretmenler)
Kurum Bazlı Öğretmen İhtiyacı
Öğretmen ihtiyacının eğitim kurumu temelinde belirlenmesi durumunda istihdam edilmesi gereken öğretmen sayısıdır.
(Kaynak: https://bit.ly/2IvZzOs , Eğitim İzleme Raporu 2020 | Öğretmenler)
Net Öğretmen İhtiyacı
Ülke genelindeki norm kadro sayısından kadrolu ve sözleşmeli öğretmen mevcudu çıkarılmasından sonra kalan sayıdır.
(Kaynak: https://bit.ly/2IvZzOs , Eğitim İzleme Raporu 2020 | Öğretmenler)
Öğretmen Eğitimcisi
- Öğretmenlerin öğretmenleri olarak hizmet öncesi eğitimler yoluyla gelecekteki öğretmenlerin mesleki öğrenmelerine ve/veya hizmetiçi eğitimler yoluyla hizmet veren öğretmenlerin profesyonel gelişimlerine katkı sunan sosyal bilimciler.
(Kaynak: Murray, J., Swennen, A. ve Shagrir, L. (2009). Understanding teacher educators’ work and identities. A. Swennen ve M. van der Klink (ed.), Becoming a teacher educator: Theory and practice for teacher educators içinde (s.29-43). Springer. , Eğitim İzleme Raporu 2020 | Öğretmenler)
Özyeterlik
- Bireyin farklı durumlarla baş etme, belli bir performansı göstermek için gerekli etkinlikleri düzenleyip başarılı olarak yapma kapasitesi hakkında kendi algılayışı, inancı ve yargısıdır.
(Kaynak: Demirtaş, H., Cömert, M. ve Özer, N. (2011). Öğretmen adaylarının öz yeterlik inançları ve öğretmenlik mesleğine ilişkin tutumları. Eğitim ve Bilim, 36(159), 96-111. , Eğitim İzleme Raporu 2020 | Öğretmenler)
Teknopedagojik Alan Bilgisi
- Eğitim-öğretim süreçlerinde alana özgü olarak kullanılabilecek araçlara ve bu araçların öğrenmeye nasıl etki edeceğine yönelik bilgidir (matematik, fen bilimleri, İngilizce vb.). Bu bilgi türü, pedagojik alan bilgisi, teknolojik alan bilgisi ve teknolojik pedagojik bilginin biraradalığıyla sağlanabilir.
(Kaynak: Mishra, P. ve Koehler, M. J. (2006). Technological pedagogical content knowledge: A framework for teacher , Eğitim İzleme Raporu 2020 | Öğretmenler)



